Nefesin her şeyin, bunu fark et! Nefesinle daha çok ilgilen. Nefesini dinle!
Corona (Covid-19) pandemi sürecinden herkesin nasibine düşen dersleri ve öğretileri aldığını sanıyorum. Bu süreçte kendi adıma edindiğim deneyimler tüm hayatım boyunca biriktirmiş olduğum hazinelerime eşit derecedeydi diyebilirim.
Evlere kapandığımız süreci kendim için bir inziva haline getirip içsel yolculuğuma çıktım ve yaklaşık dört ayın sonunda yeni benliğimle birlikte yeni şeyler öğrenmiş olarak yola devam etmek çok keyifli.
Doğa ananın kendisini yenileme sürecinde bizleri evlerimizde kalmaya teşvik etmesi, bedenim ve evimin hakiki mabedim olduğunu hatırlamama, söz konusu virüsün bağışıklık sistemini ve akciğerleri tehdit edişinin ardında yatan asıl mesajı görmeme yardım etti.
Peki Biz Bu Süreçte Ne Öğrendik?
1. Evlerimize kapanarak birçoğumuz kendi içsel yolculuğumuza çıktık.
2. Nefesin önemini fazlasıyla anladık ve birçoklarımız günlük yaşam rutinine yoga, nefes ve meditasyon çalışmalarını ekledi.
3. Dışarı çıkarken maske takarak ağzımızı kapattık.
Tüm bunları sağlık için yapıyor olmamızın yanı sıra ben ruhsal bedenimizin bizi nasıl şifalandırdığından ve yaşam yolculuğumuza geri dönmemize nasıl yardımcı olduğundan bahsetmek istiyorum.
Sizce bir anda böyle tehditkar görünen bir virüsün ortaya çıkması ve sadece bizim topraklarımızla sınırlı değil, tüm dünyayı etkilemesi bir tesadüf olabilir mi?
İçinde yaşadığımız sistemi düşünmeden, sürekli tüketerek, doğa ile uyum içinde yaşamanın ne olduğunu önemsemeyerek, sadece satın almak ve daha çok şeye sahip olmak çabası içerisindeyken, varoluşa geliş amaçlarımızı unutmuş, yoldan çıkmış ve kaybolmuştuk.
Gerçek İletişimin Doğasında Sessizlik Vardır
Doğa ana, dur dedi tüm insanlığa: “Bana verdiğin zararı bir nebze olsun düzeltebilmem için senin biraz evinde kalman gerekiyor ve ben kendimi iyileştirirken sana da içine dönmen için bir şans tanıyorum.” Gerçek iletişimin ancak sessizlikte gerçekleşebileceğini yeniden hatırlamamız için de maske takmak zorunda kalarak dudaklarımız mühürlendi.
Sus ve Dinle
“Sus ve dinle.” dedi bize aslında doğa ana. Dinlemek ve öğrenmek, konuşmaktan daha zordur. O kadar çok konuşuyoruz ki çoğu zaman karşımızdaki kişinin ne söylediğini duyamaz hale geliyoruz.
Sen de haklısın. Etrafında bu kadar çok ses varken nasıl duyabilirsin ki?
İşte; dinlemeye ve duymaya, biraz sessizleşmeye en çok ihtiyacımız olduğu bu zamanda aslında hızır gibi yetişti Corona. “Dur!” dedi, “evinde mabedinde ol, bedenini iyi besle, bağışıklık sistemini güçlendir.” Bu yolculukta bedenin senin en değerli hazinen.
Yediklerine, içtiklerine dikkat et ve kaliteli gıdalarla beslen.
Nefesin Her Şeyin, Bunu Fark Et
Nefesin senin her şeyin, bunu fark et. Nefesinle daha çok ilgilen. Nefesini dinle; sana anlattığı çok şey var. Bunları duyabilmek için sus ve maskeni tak, dudaklarını mühürle. Gerçekten bu kadar çok konuşmaya ihtiyacın var mı, bir düşün.
Yeni gelen neslin, bu dönemde doğan bebeklerin çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Anne ve babalarının ve çevredeki herkesin ağızlarının kapalı olduğunu görerek büyüyecekler. Bir bakışın ne kadar çok şey anlattığının idraki ile iletişimin ve gerçek muhabbetin aslında sessizlik ile gerçekleştiğinin bilinciyle yaşayacaklar.
Aşkla,
Aysu Akçalı
Bir yanıt yazın