Korona aşısı olmalı mıyız? 2020 yılının mart ayında tanıştığımız ve tüm yıl boyunca hayatımızda olan Korona Virüs 2020 yılını bitirirken bu sefer aşıları ile karşımızda. Evet birçok can kaybı yaşadık, hayatımızda birçok değişiklikler yapmak zorunda kaldık hatta sevdiklerimizi kaybettik ve birçoğunu uzun süreler göremedik ama hala net ve kesin bir çözümünü bulamadık.
Tüm dünyada olduğu gibi bizde de önlemler yasaklar ve kısıtlamalarla 2020 yılını bitiriyoruz. Peki hala hayatımıza aktif olarak korku salan bu virüsten tamamen nasıl kurtulacağız? Aşılama ile!
Unutmayalım ki aşılama; kişilerin bağışıklığını sağlar ve hastalıklardan korurken, aynı zamanda toplumsal bağışıklığı da sağlar. Toplumda aşılı bireylerin sayısı arttıkça, aşılanmamış bireylerin hastalık etkeni ile temas olasılığı ve hastalığın o toplumda görülme sıklığı azalır. Ülkemiz bağışıklama konusunda dünyada çok iyi yerlerdedir ve başta çocuklarımız olmak üzere çok iyi aşılanmaktadır.
Korona aşısı olmalı mıyız? Peki hangi aşıyı yaptıracağız?
Son günlerin belki de en büyük belirsizliği olan corona aşılarında aslında şu an için çok fazla tercih seçeneğimiz yok. Çin aşısı olarak bilinen Sinovac firmasının ürettiği Coronavac aşısı Sağlık bakanlığımız tarafından ay sonu itibari ile ülkemize getiriliyor. Önce sağlık çalışanlarından başlamak üzere sırasıyla;
- 65 yaş üstü,
- yaşlı engelli koruma evlerinde kalanlar,
- kronik hastalığı olanlar
şeklinde aşılamaya Ocak ayında başlayacak. O zaman öncellikle Çin aşısı ile başlayalım. Bu aşı bebeklere ve çocuklara uyguladığımız klasik aşı teknolojisi ile üretilmiş inaktif aşı dediğimiz gruptadır. Hastalık yapma özelliği alınmış ya da azaltılmış hastalık etkeninin tekrar insan vücuduna enjekte edilmesi şeklinde uygulanır. Kimyasal madde ve ısı kullanılarak virüslerin kendilerini kopyalaması ve çoğalması engellenerek üretilen aşılardır. Bu aşının Faz 3 deneyleri ülkemizde ki gönüllüler üzerinde de uygulanarak test edilmiştir.
Neden Faz 3 deneyleri Çin de değil de Türkiye’de ya da Brezilya’ da yapılıyor?
Bunun sebebi Çin’ de Faz 3 deneyleri için yeteri kadar vaka olmaması.2020 Nisan ayından günümüze açıklanan rakamlara göre Çin’ de sadece 4000 civarı hasta var. Faz 3deneyleri içinse minimum 1000-3000 arası gönüllüye ihtiyaç vardır. Zaten bu aşının Faz 1 ve Faz 2deneyleri Çin’de yapıldı ve %92 oranında etkinlik belirlendiği açıklandı. Ayrıca bu aşıyı üreten firma klasik aşı teknolojisini kullandığı gibi aynı zamanda köklü ve ileri teknoloji ile çalışan 30 yıllık bir firma.
Yani ben kendi adıma seçme şansım olsaydı da kesinlikle Çin aşısı Koronavac’ ı tercih ederdim. Dünyada sadece Çin aşısı yok tabi ki. Diğer aşılar içinde ayrı bir paragraf açmak gerekirse Çin aşısı dışında 4 tane daha Faz 3 aşamasını tamamlamış aşı bulunmaktadır. Bunlar Coronovac aşısına göre kısmen yeni teknolojilerle üretilen aşılar. Bunlardan en popüler olanı Türk bilim adamlarının ürettiği Alman aşısı olarak da bilinen Biontech(Pfizer) aşısı.
Aynı şekilde Amerika’da üretilen Moderna aşısında Pfizer aşısı gibi mRNA teknolojisi ile üretildi. Virüsün genetik kodunu taşıdığı RNA zincirinden bir kısmı vücuda enjekte edilerek aşılama yapılıyor. Çok yeni bir teknoloji olmakla birlikte etkinliğinin çok yüksek olduğu belirtildi. Ama yan etki oluşturup oluşturmadığı Çin aşısı yani klasik aşılar kadar kesin ve net değil.
Bunlardan başka Sputnik V.adı verilen Rusya’nın ürettiği ve Oxford(Astra Zeneca )tarafından üretilen vektör aşıları var. Zayıflatılmış virüs içine yerleştirilen genetik materyalin vücuda enjekte edilmesi şeklinde uygulanır. Bu aşılar içinde en az güvendiğim bu vektör aşılarıdır. Sonuç olarak tüm dünyayı saran bir pandemi var ve kontrolden çıkan pandemilerin durdurulabilmesinin tek yolu bağışıklamadır. Toplumun büyük çoğunluğunu aşılayarak hem hastalığa karşı direnç kazanmalarını sağlayacağız hem de aşılı birey sayısını arttıracağız. Toplum bağışıklığı sağlamak için hedef nüfusun büyük kısmı aşılanmalıdır. Salgının ilk aylarında başta İngiltere olmak üzere sürü bağışıklığını savunan ülkeler olmuştu. Yani toplumda ne kadar fazla hasta birey olursatoplumun bağışıklık düzeyinin o kadar fazla olacağını savundu bu ülkeler.Ama anlaşıldı ki bu politika binlerce insanın ölmesine ve sağlık sistemlerinin çökmesine sebep oldu .
Bu hastalıkta toplum bağışıklığının tek ve en önemli aracı aşıdır. Unutmayalım ki maske, sosyal mesafe ve hijyen kurallarına uyarak sadece salgının yayılım hızını düşürebiliriz.
DR Gürkan Salcı’nın tüm köşe yazılarına ulaşmak için linki tıklayın.https://www.beybida.com/author/gurkansalci/
Bir yanıt yazın